9 Ocak 2016 Cumartesi
Kitapla İlgili Düşüncelerim
Ben daha çok roman okumayı sevdiğim için açıkçası bu kitabı okurken sıkılacağımı düşündüm. Fakat düşündüğüm kadar sıkılmadım hatta bazı bölümler sürükleyici olduğu için, 2 saatlik bir yolculukta yani Üsküdar'dan Beykoz'a gelirken kitabı bitirdim. İlk olarak önsözü okudum fakat genelde önsöz okumayı sevmediğim için bu kitapta da önsözü okurken sıkıldım.Kitap genel olarak çok güzeldi ve beğendim. Sadece sınav olsaydık belki daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum. Ayrıca kitap sayesinde bir çok bilgi edindim. Olan bilgilerime de bilgi kattım. Kitaplığıma bir kitap daha eklemiş oluyorum böylece.
Kitap Hakkında
KİTABIN ADI = İSTANBUL'UN 100 EFSANESİ
SERİ ADI = İSTANBUL'UN YÜZLERİ SERİSİ 11
BASKI = 2,BASKI
SAYFA SAYISI =150
BASIM TARİHİ=2014
YAYINCI=İBB KÜLTÜR A.Ş. YAYINLARI
İstanbul ' da yaşanılan olayları insanların hayal güçlerini kullanarak nasıl anlattıklarını öğrenmek ister misin ? Eğer cevabın evetse doğru yerdesin bu kitaptan İstanbul ' un 100 efsanesini öğrenebilirsin .
Aziz Mahmud Hüdai
Aziz Mahmud Hüdai Hazretlerinin hikayesine geldiğimde meraklandım çünkü Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri 'nin Türbesini ziyaret eden bir kişi duasına mazhar olurmuş. Fakat bu hikayede bahsedilen ''HÜDAİ YOLU'' diye anılan denizde bulunan rotayı bilmiyordum. Günümüze gelen HÜDAİ YOLU efsanesi bu işe başlayan gençlere anlatılması da çok hoşuma gitti böyle efsanelerden süregelen gelenekler hep dikkatimi çekmiş ve uzun yıllar boyunca devam etmesini istemişimdir.
Yuşa Peygamber
Efsanelere göre Yuşa Hazretleri,Musa Peygamber ile katıldıkları bir savaşta İstanbul'a gelmiştir. Önceleri gayet başarılı olan Hz. Musa ordularının şansı Yuşa Hazretlerinin vurulmasıyla birlikte tersine dönmüş. Bedeni ikiye bölünen Yuşa Hazretleri, bedeninin üst kısmı ile sürüne sürüne türbesinin olduğu yere gelmiş. Boyu çok uzun olduğu için Beykoz'da bulunan türbesi 17 metredir.
Yavuz Sultan Selim Camii ve İhtiyar Kadın
Bu efsanede, Yavuz Sultan Selim caminin yapımı esnasında kimsenin hayır yapmasını istemez çünkü caminin sevabının sadece kendisine verilmesini ister. Fakat yaşlı bir kadın hayır yapmak ister tabii ki çalışanlar izin vermez kadın da elinde olan parasını caminin harcına atar.Bu olay sonrası Yavuz Sultan Selim, rüya görür. Rüyada beyaz bir atın üzerindedir fakat daha sonra ata yaşlı bir kadın daha biner. Ertesi gün Yavuz Sultan Selim caminin yapıldığı yere gelir ve ülkede bulunan tüm yaşlı kadınların gelmesini ister. Rüyada gördüğü kadını tanır ve hayrının kendisine satılmasını ister.Fakat kadın fakir olduğu için hayır yapamadığını söyleyip itiraz eder. Yavuz ise ona cami yaptıracağını söyler ve hayrını kendisine vermesini söyler. Kadın kabul eder ve Selim camiyi yaptırır
.
Süleymaniye Camii
Efsanede Süleymani'ye Camisi'nin nereye yapılacağı bir rüya sonucu öğrenilmiş ve bu rüyayı Kanuni Sultan Süleyman ve Mimar Sinan'da görmüştür. Rüyada, peygamber efendimiz, caminin nereye yapılacağını ve nasıl yapılacağını söylemiş. Ayrıca cami yapımı başladığında German İmparatoru Şarlken bir mermer gönderir ve mihraba konulmasını istemiştir. Amacı, mermerin içine haç koymuş ve o camide namaz kılan herkes haça tapmış olur.Fakat yine bir rüya aracılığıyla Mimar Sinan bunu öğrenir. Kanuni'de o taşı caminin girişine koydurur böylece camiye giren herkes haça basıp namaz kılmaya gitmiştir.
Leandras ve Hero'nun aşkı
Leandras ve Hero'nun aşkı etkileyiciydi. Fakat ben bu efsaneyi Van' da ki Akdamar adasına ait olduğunu sanıyordum.Efsane de Hero, karşı kıyıya ışık tuttuğunda Leandras yüzerek Hero'nun bulunduğu yere geliyor yani Kız Kulesine... Fakat ikiliyi gören tapınakta çalışan birisi, Dalgalı olan bir gün karşı kıyıya ışık tutar ve Leandras'ı çağırır. Leandras, hemen yüzmeye başlar fakat çalışan bir süre sonra ışığı kapatır bu nedenle Leandras kaybolur ve ölür. Sevgilisinin hasretine dayanamayan Hero ertesi sabah ölü bulunur.
Horoz Baba
Rivayete göre, asıl adı Mehmed olan Horoz Baba fetih ordusu askerlerindendir. İstanbul'un fethi esnasında her sabah horoz gibi öter ve bu suretle arkadaşlarını namaza kaldırırmış. Kendisine bu nedenle "Horoz Baba" denilmiştir. Horoz Baba İstanbul'un fethi esnasında mezarının bulunduğu yere kadar gelmiş ve şehit olmuştur.
Şu Küçük Çelebi Hele Bir Büyüsün De...
Bu efsane de 2.Mehmet'in babası yani Sultan Murad Hacı Bayram Veli'ye, İstanbul'u fethedebilecek miyim? diye sorar. Fakat Hacı Bayram Veli söylemek istemez Murad ısrar edince de sana nasip değil der.Ama 2. Mehmet'i göstererek Şu küçük çelebi bir büyüsün de seninle o zaman konuşuruz demiş.
.
Açık Unutulan Kapı Kerkoporta
Bu bölüm de genellikle Bizans Devleti yeniden kurulacak gibi bir algı var. Yani halk, fetihten önce umutlu ama fetihten sonra da umudunu kesmiyor ve Bizans Devleti'nin yeniden kurulacağını düşünüyor. Açık Unutulan Kapı Kerkoporta hikayesini okurken insanın aklına neden olmasın düşüncesi geliyor. Bu bölüm biraz sıkıcıydı çünkü İstanbul'un Fethi'ni efsanelere dayalı olmadığını biliyordum. Efsanede sirk kapısı anlamına gelen Kerkoporta kapısının zamanla kullanılmaması ve bu kapının açık unutulması sonucu, fetih sırasında birkaç Türk askerinin içeri girip ülkeyi fethedilmesi anlatılmıştır.
Çemberlitaş'ın Altında Gizlenen Kutsal Kadeh
Bu efsaneye göre, Hazreti İsa'nın ölmeden önce son kez kullandığı kutsal kadehin, bin havarisi tarafíndan büyük bir titizlikle saklandığı anlatılıyor.Çünkü bu kadehten içen kişinin ölümsüz olacağına inanılıyor. Bizans imparotoru Helena'nın Kudüs ziyareti sırasında Hazreti İsa'ya ait birçok eşyayla birlikte kadehi de İstanbul'a getirdiği ve bu kadehin kenti koruması için 3.Konstantinos adına Çemberlitaş'ta dikilen sütunun altında saklandığı belirtiliyor.
Beykoz
Beykoz semti... Ben Beykoz'da doğup büyüdüğüm için yeri çok farklıdır. İstanbul' da bir çok semti ziyaret ettim, gördüm, gezdim. Ama samimi bir şekilde hiç birisi Beykoz'un yerini tutmaz. Havası bile farklı geliyor bana. Daha temiz ve daha berrak. Sanki gökyüzü bile daha mavi. Kitapta yazdığına göre, Beykoz Amikos'un ülkesiymiş. Amikos bir mücadele sonucu ölmüş ve Beykoz'a gömmüşler. Mezarı üzerine de defne ağacı dikmişler. Gemiciler bu defne ağacından bir yaprak dahi alsalar gemilerine, o gemide kargaşa çıkar, gemi tayfası birbirlerini öldürürcesine kavgaya tutuşurlarmış. Defne dalı o gemiden atılıncaya kadar da bu kavga bitmezmiş. Bu defne ağacından dolayı da Beykoz'a '' DELİ DEFNE '' demişler. Geçen sene edebiyat dersinde bir konu açılmıştı ve ben de Beykoz'un adının nerden geldiğini araştırmıştım. Benim araştırmalarıma göre, Beykoz İstanbul’un fethinden çok önce 1402 yıllarında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılıyor. Bundan önce Amikos olan adı, Beykoz'a dönüştürülüyor. Kocaeli Beylerinin ikametgahına ayrılan Beykoz; “Bey” hecesini bu yöneticilerden, “Koz” hecesini de Farsça ’da köy anlamına gelen “Koz” kelimesinden almıştır. Beylerin Köyü, Beykoz.
Aristatalis'in Altımermer'de Yaptığı Tılsımlı Sütun
İstanbul'un tılsımlı sütunları hakkında benim de pek bilgim yoktu. Bu nedenle sıkılacağımı düşündüm. Fakat sıkılmadım hatta keyif içinde okudum. Hikayeyi okuduktan sonra keşke böyle bir şey olsa da, çiftler oraya gittiğinde barışsa ve boşanmalar yaşanmasa. Böylece kimse üzülmez ve çocuklar da mutlu olur diye düşündüm.
.
Kartalların Kurduğu Şehir
Bizans'ın sembolünün nasıl oluştuğu hakkında bilgi veriyor bu efsanemiz. Ayrıca Bizans'ın da ülkeyi İstanbul yerine başka bir yere koyacağını öğreniyoruz fakat kartallar, aletleri şu an olan İstanbul'un yerine getirmişler. Bir kaç defa tekrarlanınca da Bizans ülkeyi oraya kurmaya karar vermiş ve ülkenin sembolünü bu nedenle iki başlı kartal yapmış.
Küçükçekmece Gölü
Küçükçekmece Gölü'nün oluşum hikayesini çok beğendim.Zaten genelde biz insanlar iyi ve yaşlı bir karakter olunca severiz hikayeleri,efsaneleri .Efsanede yaşlı bir adam vardır ve bu adam orada yaşayan herkesin evine uğrar yemek ister. Kimse yemek vermez. Adamın uğramadığı tek bir ev vardır oraya da uğrar. Kadın kapıyı açar adama yemek ve su verir. Adam da kadına çocuklarını alıp gitmesini ve arkasına bakmamasını söyler .Kadın hemen çocuklarını alıp gider fakat giderken arkasına bakar. Bir de ne görsün köy sular altında kalmıştır.
Süleyman Peygamber'in İstanbul'u Kurması
İstanbul'un kuruluş hikayelerinden inanması zor olan ve beğenmediğim hikaye Süleyman Peygamber'in İstanbul'u kurması. Neden beğenmediğimi ve inanmadığımı sorarsanız, Süleyman peygambere ait biraz araştırma yaptım ve bu hikayede anlatılan olaylar hakkında hiç bilgi yoktu.Sadece dünya da yaşayan tüm canlılara (vahşi hayvanlar vs.) hükmetmesi ve insanlara görünmeyen varlıkları görmesi (cinler, melekler vs.) hakkında bilgi vardı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)